İnsanoğlu ilk çağlardan beri, ürettiği ürünlerin diğer ürünlerden ayırt edilebilmesini istemiştir. Özellikle Sanayi Devrimi’nden sonra oluşan büyük pazarda hayatta kalabilmek için üreticiler, kendi ürettiği nesne ve objeleri diğer rakiplerinden farklı kılacak bir işaret eklemek zorunda kalmıştır. İşte markalar bu ihtiyaçtan doğmuştur. Oluşan bu büyük rekabet ortamında milyonlarca marka oluşturulmuş ve rekabet daha da canlanmıştır. Bu nedenle günümüz üretim ve ticaret dünyasında marka kaçınılmaz ihtiyaç haline gelmiştir. Markanın geçmişten günümüze dek küresel dünyada giderek artan bu önemi nedeniyle hukuk dünyası bu alanı düzenleme ihtiyacı duymuştur. Bu sebeple ulusal ve uluslararası birçok düzenleme yürürlüğe girmiş ve bu alanın kuralları çizilmeye çalışılmıştır.