Haberler

Mahkemenin Katı Bir Yorumla Dilekçe İçeriğini Dikkate Almaksızın Islah Dilekçesinin Sadece Netice-i Talep Kısmına İtibar Ederek Talebin Reddine Karar Vermesi, Etkili Başvuru Hakkının İhlali

Anayasa Mahkemesi, Hasankoray Şen tarafından bireysel başvuru yoluyla gelen konu hakkında; 23/11/2022 tarihli ve R.G. Tarih ve Sayı: 25/01/2023-32084 numaralı kararıyla bilirkişi raporuna istinaden talep edilen bakım ve ulaşım giderlerine ilişkin ıslah dilekçesinin reddedilmesi nedeniyle kişinin maddi ve manevi varlığını koruma hakkıyla bağlantılı etkili başvuru hakkının ihlal edildiğine karar vermiştir.

 Başvurunun Konusu:

Başvuru; idarenin ihmali sonucu oluşan zararın tazmini istemiyle açılan tam yargı davasında, bilirkişi raporuna istinaden talep edilen bakım ve ulaşım giderlerine ilişkin ıslah dilekçesinin reddedilmesi nedeniyle kişinin maddi ve manevi varlığını koruma hakkıyla bağlantılı etkili başvuru hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

Başvuruya Konu Olaylar:

Başvurucu vekili talep edilen bilirkişi raporuna dayanarak Mahkemeye 20/3/2017 tarihinde verdiği ıslah dilekçesi ile 1.000 TL maddi tazminat talebinin 1.310.618,18 TL, 30.000 TL manevi tazminat talebinin ise 100.000 TL olarak ıslah edilmesi ile toplam 1.410.618,18 TL tazminat talebinde bulunmuştur.

Mahkeme bilirkişi raporunun iş gücü kaybı zararı olarak hesaplanan 579.428,52 TL maddi zarar yönünden hükme esas alınabilecek mahiyette olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, bakıcı masrafı ve ulaşım gideri dilekçenin sonuç bölümünde açıkça talep edilmediğinden davanın bu yönden reddine karar vermiştir.

Başvurucunun kararı temyiz etmesi üzerine Danıştay Sekizinci Dairesi 23/5/2018 tarihinde mahkeme kararını onamıştır. Başvurucu tarafından yapılan karar düzeltme talebi Danıştay Sekizinci Dairesi tarafından 18/2/2019 tarihinde düzeltilerek reddedilmiştir. 

Başvurucunun iddiası: 

Başvuru, idarenin ihmali sonucu oluşan zararın tazmini istemiyle açılan tam yargı davasında bilirkişi raporuna istinaden talep edilen bakım ve ulaşım giderlerine ilişkin ıslah dilekçesinin reddedilmesi nedeniyle kişinin maddi ve manevi varlığını koruma hakkının ihlal edildiğine ilişkindir.

Anayasa Mahkemesinin Değerlendirmesi: 

Somut olayda Anayasa mahkemesi ıslah dilekçesinin sadece netice-i talep kısmına itibar edilerek talebin reddine karar verilmesinin etkili başvuruda bulunma hakkını ihlal edip etmediğini incelemiştir.

Başvurucunun olaya dair şikâyetleri idarenin ihmali nedeniyle uğranan zararın giderilmesi talebiyle açılan davada verilen ıslah dilekçesinin reddedilmesi nedeniyle dilekçedeki talebe yönelik yargılamanın yapılamamasına ilişkindir. 

Somut olayda ilk derece mahkemesi ıslah dilekçesinin sonuç bölümünde başvurucunun bakım ve ulaşım masraflarını açık bir şekilde istemediği gerekçesiyle bu giderler yönünden talebin reddine karar vermiştir. Başvurucunun ıslah dilekçesi incelendiğinde başvurucunun bakıcı gereksiniminin açıkça vurgulandığı, yapılan açıklamalarda bakıcı masrafı ve ulaşım giderlerinin hesaplandığı söz konusu bilirkişi raporuna atıf yapıldığı ve dilekçenin içeriğinde 1.000 TL olan maddi tazminat talebi miktarının bilirkişi raporuna istinaden geçmiş ve gelecek devre bakıcı masrafı olan 729.689,66 TL ve ulaşım gideri 1.500 TL eklenmek suretiyle diğer zararlarla birlikte toplam 1.310.618,18 TL maddi tazminat olarak ıslah edildiğinin açık şekilde ifade edildiği görülmüştür. Anayasa Mahkemesi dilekçenin sonuç ve istem bölümünde her ne kadar söz konusu giderler açık şekilde yazılmamışsa da dilekçe içeriğinin değerlendirilmesi neticesinde başvurucunun bu masrafları da ıslah dilekçesiyle talep ettiği sonucuna ulaşmıştır.

Anayasa Mahkemesi bu doğrultuda ilk derece mahkemesinin katı bir yorumla sadece sonuç ve istem kısmına itibar ederek bakıcı masrafı ve ulaşım giderlerine ilişkin talebin reddine karar vermesini başvurucunun söz konusu talebinin incelenmesine ve etkili bir hukuk yolunun işletilmesine engel olduğunu içtihat etmiştir. Ayrıca Anayasa Mahkemesi, ilk derece mahkemesi tarafından netice-i talebe dair verilen kararın katı bir yaklaşım içerdiğini, bu sebeple başvurucuya elverişli bir giderim imkanı sağlanamayacağı hususunu da bahsi geçen kararda vurgulamıştır.

Anayasa Mahkemesi, bu kararında ilk derece mahkemelerince ortaya konulan bu yaklaşımın, temel hak ve hürriyetlerin ihlal edildiğine yönelik şikâyetin etkili bir şekilde incelenmesine imkân sağlamadığı hususunu da ayrıca vurgulamıştır. 

Açıklanan gerekçelerle Anayasa Mahkemesi, Anayasa’nın 17. maddesinde güvence altına alınan kişinin maddi ve manevi varlığını koruma hakkı ile bağlantılı Anayasa'nın 40. maddesinde güvence altına alınan etkili başvuru hakkının ihlal edildiğine karar vermiştir.

Benzer Haberler